AVRUPA BİRLİĞİNİN BAŞKENTİ BRÜKSEL
Brüksel, Avrupa Birliği ve NATO’nun merkezi olmasının yanı sıra tarih, sanat, alışveriş tutkunlarının da
vazgeçilmez adresi…
Diğer Avrupa şehirlerinden farklı olarak Brüksel’de tarihi doku daha fazla korunabilmiş. Savaş zamanı
en az gören bölge olduğu için çok eski yapılar mevcut. Başka bir özelliği ise tazminatı olarak
Almanya’dan 1990’lı yıllara kadar aldığı elektrik… Dolayısıyla her yer ışıl ışıl, en üra köşeler bile
ışıklandırılmış. Brüksel ikiye ayrılmış: Aşağı Şehir ve Yukarı Şehir. İlkinde hareket ve meşhur Grand
Place var, diğerinde ise daha geniş ve planlı caddeler.
BRÜKSEL’İN YILDIZLARI
Grand Place
Her yol Roma’ya çıkar misali Brüksel’de de her yol Grand Place’a çıkıyor. Bu büyük meydan kafeleri,
alışveriş merkezleri ve Orta Çağ’dan kalma göz alıcı yapılarıyla kentin merkezi. Ara sokakları şehrin
ipuçlarıyla dolu. Loncalar için yapılan ve her birinin ayrı bir hikayesi olan binalara dikkatle bakın,
çünkü üstlerinde ilk yapım yılları yazılı. Hatta Voltaire’nin bir süre ikamet ettiği binayı ancak
üzerindeki küçük yazıyı görünce anlayacaksınız. Bu tarih kokan binalar şu an müze, hatta belediye
binası hediyelik eşya dükkanı olarak kullanılıyor. Yazın burada çiçek pazarı kuruluyor, akşam konserler
düzenleniyor. 15-18 Ağustos arasında kutlanan Tapis de Fleurs (Çiçek Halısı) zamanında etraf çiçek
bahçesine dönüyor.
Manneken-Pis
Grand Place Meydanı’ndan birkaç yüz metre ötede Rue de I’Etuve’de yer alan ve tarihi 16. yüzyıla
dayanan İşeyen Çocuk Çeşmesi. 1619 yılında Jerome Duquesnoy tarafından yapılmış. Kentin sembolü
sayılıyor. Bira Festivali zamanında çeşmeden su yerine bira akıyor!
Hotel De Ville
Grand Place Meydanı’nda yer alan binaların en görkemlisi olan gotik yapı, sanıldığının aksine
Belediye Binası. Kulesi sayesinde şehirde yönünüzü kolayca bulabilirsiniz. 1695’te Fransız
bombalarının hedefi olmuş ama bu bina dışında her yer hasar görmüş, Belediye Binası’na hiçbir şey
olmamış.
Atomium
1958 yılında Dünya Sergisi için mimar Andre Waterkeyn tarafından yapılmış olan Atomium 102
metre yüksekliğinde. Atomun 165 milyon kez büyütüldüğü yapıda – eğer açık havayı yakalayacak
kadar şanslıysanız – teleskopla Eiffel Kulesi’ni bile görebilirsiniz.
Mini Europe
Brüksel’de ufak bir Avrupa turu yapma şansını sunan açık hava gezisinde Avrupa’daki ülkelerin turistik
yerlerinin minyatürlerini görebilirsiniz. Üstelik Mini Europe sayesinde ilginizi çeken şehirleri
belirleyebilirsiniz. Mini Europe Bruparck’ın içinde yer alıyor.
MÜZELER
Güzel Sanatlar Müzesi (Musees Royaux de Beaux-Arts)
Eski ve yeni ustaların eserleri bir arada. Bruegel, Magritte, Rubens ve Delvaux’un tabloları hoş bir
kontrast yaratıyor. Sürrealizm 1920’lerin Paris’inde ortaya çıktığında Rene Magritte ve Paul Delvaux
bu akımın Belçikalı temsilcileri olmuş. Hieronymus Bosch tabloları çok çarpıcı.
Çizgi Roman Müzesi (Centre Belge de la Bande Dessinee)
Belçika’nın Gaudi’si sayılan Art Nouveau’nın babası Victor Horta’nın yaptığı bir binada bulunuyor.
Horta dünyanın ilk eğlence kompleksi olan Palais des Beaux-Arts’ında (Güzel Sanatlar Sarayı) mimarı.
Afrika Müzesi (Koninklijk Museum voor Miden-Afrika)
1960’a kadar Belçika’nın sömürgesi olan Kongo’yu hissetmek için farklı bir müze. O döneme ait
günlük objelerin yanında sadece belgesellerde görebileceğiniz değişik hayvan ve böcekler sergilenmiş.
Müzede dikkat çeken özellik, Afrika’nın hangi ülkeler tarafından sömürge altına alındığının, sahip
olduğu doğal kaynakların gözler önüne serilmesi…
NE, NEREDE YENİR?
Belçika mutfağı sunum şekilleri dışında Fransız mutfağı ile benzerlik gösterir. En önemli yiyecekleri
patatestir. Bir diğeri ise çikolatadır. Birçok ünlü çikolata markasının merkezi olan Belçika bunu bir
sanayi haline getirmiş ve dünyada markalaşmıştır. Waffel Belçika patentli bir hamurlu tatlı çeşididir.
Mayonez soslu karides dolması ise Belçika mutfağının en seçkin yemekleri içerisinde yer alır. Bira
endüstrisinde de gelişmiş olan Belçika'da birçok tat ve çeşitte birayı deneme imkanı bulabilirsiniz.
Sablon Meydanı hem turistlerin hem de Brüksellilerin uğrak yeri. Üstelik Belçika’nın meşhur
midyelerinden ve patates kızartmalarından yemek için güzel bir adres. Belçika’ya gelmişken 500’den
fazla biradan birini muhakkak deneyin, en bilineni Stella Artois. Beyaz Bira’yı denemeden Belçika
Birası içtim demeyin, çünkü beyaz biralarıyla çok gurur duyuyorlar. Grans Place’ın arka tarafındaki
restoranlar sokağı Çiçek Pasajı’nı andırıyor ve her restoranda geniş bir bira menüsü bulabiliyorsunuz.
Ste-Catherine’de deniz ürünleri yapan güzel restoranlar var.
ALIŞVERİŞ
Şehrin ana alışveriş caddesi Rue Neuve. Burada AVM olarak City 2 ve Inno var. Grand Place’a çıkan
ara sokaklarda bir çok hediyelik mağazalar bulabileceğiniz gibi yürüme mesafesinde olan Anspach’tan
kıyafetler alabilirsiniz. Rue Antoine Dansaert ise moda düşkünlerinin gitmesi gereken yer.
Brüksel’den yakınlarınıza çikolata, kanaviçe, dantel, bisküvi ve kahve götürebilirsiniz.
Şehrin antika merkezi olan Sablon Meydanı’nda çikolata almak için Pierre Marcolini’ye uğrayın!
Gerçek çikolata damak tadına sahip olanlara hitap eden bu mağazayı gezmek bile haz veriyor.
Leonidas, 1857’de kurulan Neuhaus ve Wittamer diğer ünlü çikolata markaları. Sablon’un devamı
olan Rue Blaes’ta da çok güzel antikacılar var.
EĞLENCE ZAMANI
Brüksel’de güzel festivaller düzenleniyor. Printemps Baraque du Sablon, Sanat Festivali, Caz
Maratonu bunlardan bazıları. Temmuzdaki Ommegang’ da insanlar Orta Çağ kıyafetleri giyip V.
Charles’ın Brüksel’e girişini canlandırıyorlar.
Bozar, klasik müzik dinleyebileceğiniz bir mekan. Monnaie’de Neo-klasik güzel bir yapıda opera
dinleyebilirsiniz. L’Archiduc, canlı caz dinlemek için ideal bir yer. The You Crue, şehrin en iyi diskosu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder