SIRBİSTAN

1990 öncesinde Yugoslavya, Doğu Blok’undaki en gelişmiş ülkeydi. Ayrılık ve savaşlar ülkeyi geriye

götürdü. Bugün Sırbistan’da nüfusun yüzde 83’ünü oluşturan Sırplar aşırı milliyetçi kimlikleriyle dikkat

çekiyor. Ülkede Müslüman azınlık da var. Belgrad’dan bir saat uzaklıktaki Yeni Pazar’da(Novi Sad)

temmuz ayında yapılan EXIT isimli festival Avrupa’nın iyilerinden sayılıyor. Yeni Pazar’daki

Petrovaradin Kalesi de çok görkemli. Belgrad’dan günlük bir tur için gidebileceğiniz Subotica mimari

açıdan çok ilginç bir kasaba, yakınlarındaki Palic göl kenarında bir keyif noktası. Kopaonik ise ülkenin

en iyi kayak merkezi.

Bugün Sırbistan’ın olduğu yere 6. Yüzyılda Keltler ardından da Slavlar gelmiş. 395 yılında Roma

İmparatorluğu ikiye bölününce Sırbistan, İstanbul’a, Bizans’a bağlanmış 879 yılında da Ortodoksluğu

benimsemiş. Bugün eski Yugoslavya’dan ayrılan ülkeler içinde en iyi durumda olanları Slovenya ve

Hırvatistan. Bunun nedeni de Katolik olmalarından dolayı Batı Avrupa’dan büyük destek almaları.

Ortodoks ve Müslüman olanlar ne yazık ki, destek alacak fazla dost bulamamış. 1389 yılında

Osmanlılar, Kosava Savaşı ile Sırbistan’ı ele geçirince yaklaşık 500 sene sürecek Osmanlı dönemi

başlamış oldu. Ancak 1815’den sonra sırplar özgürlüklerine kavuştular. I. Dünya Savaş’ından sonra

Sırbistan, Slovenya, Hırvatistan, Voyvodina ve Makedonya birleşip Yugoslavya’yı oluşturdu. II. Dünya

Savaşı’nda ise Almanya, İtalya, Macaristan, ve Bulgaristan ülkeyi aralarında paylaştı. Başarılı bir

direniş hareketi başlatan Tito 1945’te Yugoslavya Cumhuriyeti’nin başına geçti.

1986’da Sobodan Miloseviç ‘’ Büyük Sırbistan’’ emelleriyle ortaya çıkınca ülke karıştı ve federasyon

çöktü. 1992’de bu sefer Sırbistan ve Karadağ birleşip yeni bir Yugoslav Federasyonu oluşturdu ama

Kosava’da yaşayan Arnavutlara otonomi vermeyip etnik temizliğe başladılar. Yüz binlerce Arnavut

kökenli Kosavalı, Arnavutluk ve Makedonya’ya kaçtı. NATO nihayet devreye girip Sırbistan’ı

bombaladı ve Kosava, Birleşmiş Milletler ile NATO’nun koruması altına girdi. 2006 yılında Karadağ

bağımsızlığını ilan edip Yugoslav Federasyonu’na elveda dedi. 17 Şubat 2008’de bağımsızlığını ilan

eden Kosava’da bugün nüfusun yüzde 7’sini oluşturan Sırplar kendilerine ayrılan özel bir bölgede

yaşamını sürdürüyor.

DİNAMİZMİN ŞEHRİ BELGRAD:

Momo Kaporun düşük bütçeli Paris dediği Belgrad, Sırbistan'ın en kalabalık şehri ve başkentidir. İsmi

Sırpça'da "Beyaz Şehir" anlamına gelen bu huzurlu ve aydınlık şehir, kara günleri geride bırakmış,

aydınlık bugünlere ve yarınlara işgaller sonucu tanıştığı ve kaynaştığı kültürler ile birlikte gelmiş ve

kozmopolitan bir yapıya ulaşmıştır. Günümüzde 2 milyon nüfuslu, güler yüzlü insanları, güzel yüzlü

kızları, yemyeşil parkları, kartpostalları aratmayacak doğal güzellikleri ve eğlenceli geceleriyle Belgrad,

insanın içerisinde oraya yerleşme isteği bırakan güzide bir Sırbistan şehridir.

1999’a kadar NATO bombardımanı altında olan Belgrad, Sobodan Miloseviç isimli kabusu unutmuşa

benziyor. İki milyonluk şehir yazın sokaklarda yaşıyor, nehir kıyısında dolaşıyor, kafeleri dolduruyor,

restoranlarda yemek yiyor, gece de partilerde ve kulüplerde eğleniyor. Kafanıza bir soru takılıyor ‘’Bu

ülke savaştan yeni çıkmadı mı, bu insanlar çalışmıyor mu?’’ Son olarak Belgrad, etrafta dolaşırken

enerjisini hissedeceğiniz şehirlerden.

BELGRAD’IN YILDIZLARI

Belgrad’ın merkezi Trg Republike yani Cumhuriyet Meydanı. İşin ilginç yanı bu meydan

Habsburgların yaptırdığı İstanbul Kapısı yıkılarak yapılmış. Belgrad yüzyıllarca Osmanlı ve Habsburg

İmparatorlukları arasında sıkışıp kalmış bir şehir. Knez Mihoilova şehrin restoran, kitapevi, dükkan ve

galerilerle dolu olan kısmı. Kalemegdan Kalesi, Tuna ve Sava nehirlerinin buluştuğu noktaya tepeden

bakan bir tarihi bir yapı. Skadarska şehrin Bohem kısmı ve çok keyifli mekanlara sahip. 2 nolu

tramvaya bindiğinizde bu yerlerin çoğunu görebilirsiniz. Tramvaya vereceğiniz ücret ise 30 Cent

civarında.

Kalemegdan Kalesi:

‘’Kale Meydanı’’ adını çağrıştırıyor. Bu da çok normal. Keltlerin yaptığı kalede Osmanlılar yaşamış.

Bugünkü şeklini 17. Yüzyılda alan kalenin içinde Müslümanlara ait türbeler de var. Kalenin yanında

Askeri Müze bulunuyor. Girmeseniz de olur, içinde 1999’da düşürdükleri Amerikan savaş uçağı ve

Kosavalılardan ele geçirilmiş silahlar var. Bununla gurur duyuyorlar. Ulusal Müze içinde Monet ve

Picasso eserleri de olan Avrupalı sanatçıların yapıtlarını bünyesinde barındıran bir yer. Müzede

Sırpların tarihiyle ilgili eserler de var.

Fresk Galerisi’nde ülkenin değişik dini yapılarından getirilen ya da kopyalanan freskler sergileniyor.

Postanenin arkasında Sveti Makro Sırp Ortodoks Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz. 12. Yüzyılda Bağımsız

Sırp Ortodoks Kilisesi’ni kurduğu için aziz ilan edilen Sveti Sava için büyük bir kilise başlanmış ama

Hitler, Komünizm ve ekonomik sorunşar el ele vermiş, yıllarca bitirilmesine engel olmuş. Şu anda ise

Ortodoks dünyasının en büyük kilisesi olarak geçiyor.

EĞLENCE ZAMANI:

Fest Film, Bira, Uluslararası Tiyatro ve Klasik Müzik Festivalleri şehre hareket ve renk getiren

etkinliklerden. Idiot(Dalmatinska, 13) ve Manhattan(Palmotiçeva, 27) neşeli atmosfere sahip kafe

tarzı mekanlar. Kulüp olarak ise Libido(Skardarska, 40 C) ve Underground(Pariska, 1 A) tercih

edilebilir. Nehir üzerinde yüzer kulüpler yazın çok gözde.

NE, NEREDE YENİR?

Sokaklarda börek ve kebap satan tezgahlar var. Peynire kaymak, brendiye rakija diyorlar.

Sesir Moj:

Skadarska, 21 Sıcak bir ortam, müzik yapan çingeneler ve Sırp mutfağından spesiyaliteler var.

IMA DANA:

Skadarska, 38 Bohem bölgede bulunan bu uygun fiyatlı restoranın yemekleri gayet lezzetli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder