MONACO



Fiyatlar yüksek, yer gök bina dolu, etraf turissten geçilmiyor ama Monako, Fransız Riviera’sına yolu

düşenlerin uğraması gereken bir ülke. Kumarhane, Saray, Katedral ve Oşinografi Müzesi ise olmassa

olmazlardan.

Vatikan’dan sonra dünyanın en küçük ikinci ülkesi olan Monako’da yaşayanların çoğu vergi cenneti

diye burayı tercih etmiş. Gerçek Monakolu sayısı ise 10 binlerde. Bu kadar küçük bir yüzölçümüne

karşı Monako yüzde 95’lere varan servis sektörü gelirleri ile (turizm, şans oyunları vb.) eknomik olarak

çok güçlü. 1860 yılındaki referandumda Monakolular ülkenin üçte ikisini Fransa’ya kaptırmışlar.

İlişkilerin bozulmasını istemeyen Fransızlar kumarhane inşaatı, Monako’yu dünyaya bağlayacak olan

bir tren ve sahil yolu için söz vermişler, ardından da turizm patlamış. Her ne kadar bağımsız görünse

de Monako Fransa’nın bir parçası gibi… Fransız Cumhurbaşkanı’nın seçtiği ve devlet bakanı gibi olan

kişi, Prens II. Albert’in de onayını aldıktan sonra perdenin arkasındaki yönetici olarak devreye giriyor.

MONAKO’NUN YILDIZLARI

Monako üç bölümden oluşuyor: Monaco-Ville üzerinde Prens II. Albert’in yaşadığı sarayın da olduğu

en eski bölüm var. Adı İspanyolca’da “Carlo’nun Dağı” anlamına gelen Monte Carlo kumarhanenin

olduğu kısım, La Condamine ise bu ikisinin ortasında yer alan liman. Neredeyse, paranın satın

alabileceği her şeye tanık olabileceğiniz Monako gezisine önce Monako Ville’den

başlayabilirsiniz.Turistik Otobüs ile ulaşım sağlayacağımız için kayalar içine gömülü asansör ve

yürüyen merdivenleri kullanabilirsiniz. Burada, çok güzel bahçeler arasında dolaşarak her yeri

keşfetmek mümkün. Grace Kelly ve Prens III. Rainier’in mezarlarının bulunduğu Katedral, İç Şehir ve

Saray Meydanı görülmesi gerekenler arasında. Meydanın Batı tarafında stafyumun olduğu kısım,

diğer taraftan ise Monte Carlo çok güzel görünüyor. Sarayın içi ücretli olarak gezilebiliyor ama uzun

kuyruklar ve içerideki anlatımın elektronik olarak yapılması bazen ziyaretçilerin hoşuna gitmiyor. Saat

11:55 te Saray Muhafızları’nın nöbet değişimi var ama çok ilginç değil.

Saray Meydanı’ndan geriye dönerken 1 saatinizi Oşinografi Müzesi’ne ayırmalısınız. Zamanınız az ise

direk olarak alt kattaki akvaryumlara inebilirsiniz. Daha sonra giriş katındaki sergiler ziyaret edilebilir.

Müze I. Albert tarafından kurulmuş ama daha çok Kaptan Cousteau müzesi olarak anılıyor. 4 binden

fazla deniz canlısının sergilendiği bu müzenin 1957’den itibaren uzun süre müdürlüğünü yapan

Jacques Cousteau, araştırmalarının maddi desteğini Monako’dan almış.

Saray bölgesinden Monte Carlo’ya uzun bir yürüyüş ile ulaşabilirsiniz. Sahilden yapacağınız bu

yürüyüşte F1’in startının verildiği bölümü görebilirsiniz. Mayıs ayının son haftası düzenlenen Monako

Grand Prix’si 1929 yılından beri yapılıyor ve dünyanın en önemli otomobil yarışlarından biri.

Yürümekten hoşlanmıyorsanız Monte Carlo’nun ünlü meydanı Place du Casino’ya müzenin

karşısındaki okulun arkasından kalkan belediye otobüsleri ile veya yine müze önünde durağı olan mini

tren ile ulaşabilirsiniz.

Place du Casino, Monte Carlo’nun kalbi adeta. Üç tarafı binalarla kaplı meydana gelen ünlüler,

muhteşem otomobiller, turist kafileleri meydandan hiç eksik olmuyor. Deniz tarafını, ana Casino

binası kaplıyor, yan girişi de fuayesi bile görülmeye değer olan Monako Opera Binası. İçeriye ya

kaldığınız bir Monako otelinden verilen davet kartı ya da ücret ödeyerek girebiliyorsunuz. Açık

oyunlar ve makineler sadece Fransızları değil, yakında oturan İtalyanları da buraya çekiyor. Aklınızda

olsun bu kumarhanede Mata Hari bir Rus casusunu vurmuş!

18 yaşından büyük herkesin ücret ödemeden girebileceği, açık oyunların ve slotların olduğu Amerikan

Oyunları Kumarhanesi, Casino binası yanında bulunuyor. Ayrıca, çok büyük bir kafe de yan tarafta yer

alıyor. En keyiflisi, bu kafede oturup bir şeyler içmek ve gelip geçen insanları ve otomobilleri

seyretmek.

Meydanın son binası ise ünlü Hotel de Paris. Bölgenin en lüks ve en pahalı oteli. Yürümeyi sevenler

meydanın sağında yer alanyokuştan aşağı inebilirler. Bu yokuşta sıra sıra restoranlar Metropole

Hotel’in altında da çok şık ve büyük bir alışveriş merkezi var.

Müze meraklıları, Otomat ve Kukla Müzesi ve Otomobil Müzesi’nde zaman geçirebilirler.

Monako’nun Efsanevi Prensesi: Grace Kelly

1297’de kurulan Monako Prensliği, Grimaldi Ailesi’nin yönetimi altında. İlk olarak 1955 yılında bir bir

Hitchcock yapımı olan “Hırsızı Yakalamak” filminde rol almak için Monako’ya giden Amerikalı aktris

Grace Kelly, 1956’da Prens III. Rainer ile evlenmiş. Rüya gibi bir düğünle dünya evine giren çiftin

üzerine İzmir doğumlu ünlü armatör Aristotle Onassis tarafından helikopterle güller döktürülmüş.

Prenses Kelly 1982 yılında kızı Stephanie ile geçirdiği trajik bir kazada hayatını kaybetti. 1923

doğumlu Prens III. Rainier ise 2005 yılında öldü ve yerine oğlu II. Albert geçti. 1958 doğumlu Prens II.

Albert bu ülkeye birçok yenilik getirme uğraşı içerisinde.

Kentin İpuçları

 Meşhur kumarhaneler devlet gelirinin yüzde 5’ini sağlıyor, 43 bankada ülkeye ciddi paralar

kazandırıyor.

 Monako dünyanın en güvenilir ülkelerinden biri. Ordusu 80 kişiden, Flarmoni orkestrası ise

100 kişiden oluşuyor.

NE, NEREDE YENİR?

Sarayın hemen karşısındaki ara sokaklardaki kafe ve restoranlar sizi bekliyor. Pan Bagnat ve diğer

çeşit sandviçler için Rue Basse 8 adresine uğrayın. Limanda ve Princesse Caroline Caddesi’inde uygun

fiyatlı kafeler var.

EĞLENCE ZAMANI

Stars N’Bars’da en son pop şarkıları dinleyebilir. Ras-Casbah’da canlı müzik eşliğinde keyif

yapabilirsiniz.

1 yorum: