Vatikan, Roma kenti sınırları içinde bulunan, dünyanın en küçük ükesi. İtalya Birliği’nin kuruluşuna
kadar Papalık, Orta İtalya’ya egemenmiş. 1871’de İtalyan ordularının Roma’yı işgal edip başkent
yapması, İtalya yönetimi ile Papalık arasında çatışmalara yol açmış. Bu çatışmalar 11 Şubat 1929’da
imzalanan Laterano Anlaşması ile sona ermiş. Anlaşmada Vatikan Devleti’nin sınırları çizilmiş. Papanın
ruhani bir görevden başka bir görevi olmadığına karar verilmiş. Vatikan’ın yüzölçümü 440 bin m 2 , bir
numaralı vatandaşı Papa ve nüfusu bin kişiden ibaret. Dünyanın en küçük ülkesi olmasına rağmen
tüm kurumlarıyla bir devlet yapısına sahip ve dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Kendi bayrağı,
posta hizmetleri, radyo televizyon istasyonları, her gün yayınlanan resmi gazetesi, eczanesi ve benzin
istasyonu var. Bankacılık sistemi de olan Vatikan’ın parası, İtalya yönetimi ile yaptığı antlaşmaya göre
İtalya sınırları içinde geçerli. Ayrıca bir hukuk mahkemesiyle 110 kişilik İsviçreli askerlerden oluşan
sembolik ordusu da bulunuyor. Vatikan’ın en önemli eserleri: San Pietro(Piyer) Bazilikası, el
yazmalarından oluşan kütüphanesi, müzeleri ve Sistin Şapeli.
İsviçreli Muhafızlar(Cohors Helvetica), 1506 yılında Papa II. Julius’a hizmet etmek için 150 İsviçreli
asker Roma’ya çağrılmış. Almanların 6 Mayıs 1527’deki Roma’ya saldırısında ise 147 İsviçreli asker
ölmüş. Bu yüzden beş yüz yılı aşkın bir zamandır, Papa’nın koruma görevini sadece İsviçreliler yapıyor.
Her sene 6 Mayıs’ta yemin töreni gerçekleştiriliyor. Kavuniçi, mavi ve kırmızı özel üniformalı bu
muhafızların sayısı günümüzde 110. Muhafızlarda Katolik, bekar, temiz sicilli, en az 1,74 cm. boyunda
ve askerliğini yapmış olmak şartları aranıyor. Yaşlarının da 19-30 arasında olması gerekiyor.
Aziz Pietro(Piyer), Hz. İsa’nın 12 havarisinin en önemlisiydi. Hz. İsa dinin prensiblerini vaazlarında
açıklar ve 12 havariye bu dini yayma görevini verir. Prensipleri kısaca: ‘’Tanrı’dan başka kimseye
tapmayacaksın, Tanrının huzurunda hepimiz eşitiz, zengi ile fakir arasında, köleyle serbest insan
arasında fark yoktur ve yaşamdaki en önemli görevimiz sevmektir.’’ Bu prensipler bugün gayet
normal sayılabilir, ancak o zamanın Roma’sında imparatorlar tanrılaşmış durumdaydı. ‘’Tanrı’dan
başka kimseye tapmayacaksın.’’ demek imparatorluğun temelini sarsmak anlamına geliyordu. Hz. İsa
çarmıha gerildikten sonra havariler, dini yayma görevini yerine getirmek üzere Kudüs’ten ayrılıp
değişik değişik diyarlara dağılmış. Pietro, kardeşi Andrea, Meryem Ana ve Yahya önce Antakya’ya
ulaşmış. İlk Hıristiyan cemaati orada kurulmuş ve dünyada ilk kez Antakya’da Hz. İsa’ya inananlara
Hıristiyan adı verilmiş. Ardından Efes’e geçilmiş. Meryem Ana’yla Yahya Efes’te kalmış, Pietro’yla
Andrea ise Yunanistan’a doğru yol almış. Pietro sonunda Roma’ya ulaşmış. Dönemin İmparatoru
Neron’un bugün Bazilika’nın bulunduğu yerde hipodrumu varmış. Hipodromda at yarışları ve
müsabakalar yapılır ve bunların ardından Hıristiyanlar aynı İsa gibi çarmıha gerilerek öldürülürmüş. 64
ve 67 yılında Pietro da çarmıha gerilmiş ancak ‘’İsa gibi ölmeye layık değilim!’’ deyince baş aşağı
çevrilip öyle öldürülmüş. Hıristiyanların ruhani babası sayıldığından, onun önemini bilenler, yakın bir
mezarlığa gömmüşler ve üzerine zamanla bir anıt mezar yapılmış. Hz. İsa, Pietro’ya ‘’Senin adın
Pietro(taş), yattığın taş dinimin merkezi olacaktır…’’ demiş. O günden beri dünyanın her tarafından
Roma’ya gelen Hıristiyanlar Pietro’nun mezarını ziyaret ediyor.
Hıristayanlığı 313 yılında Milano Fermanı ile serbest din ilan eden ilk imparator Konstantin olmuş. Hz.
İsa’nın Pietro’ya ‘’Yattığın taş dinimin merkezi olacaktır.’’ dediğini İncil’den bildiğinden ilk bazilikayı
324 yılında Pietro’nun mezarının bulunduğu yere inşa ettirmiş. Yüzyıllar boyunca istila, savaş, yangın,
salgın ve deprem derken bazilika, 15. Yüzyılda yıkılmak üzereymiş. 1506 yılında Papa II. Giulio
bazilikayı yeniden yaptırmaya karar vermiş. Bramenta, Rafael, Michelangelo, Bernini, Maderno, Della
Porta, Fontana, Ligorio ve Vignola gibi dönemin en ünlü sanatkarlarını iş başına çağırmış. Kilisenin
yapımı tam 120 yıl sürmüş. Gian Lorenza Bernini’nin 1656-1667 yılları arasında yaptığı son ama en
önemli projesi olan meydan, bazilikanın önüne sonradan eklenmiş. Dört sıra halinde dizilmiş, 284
sütunun elips şeklinde yerleştirilmesi, kilisenin insanlığa açtığı kucağı simgeliyor. Tapedeki 140 heykel
o zamana kadar yaşamış papaların ve azizlerin heykelleri. Ortadaki dikilitaş M.S. 37 yılında
Eliopolis’ten Roma’ya getirilmiş ve buruda bulunan hipodrumun ortasına konmuş. Solunda ve
sağındaki çeşmeler 16. Yüzyılın stiliyle mimar Maderno ve Fontana tarafından yapılmış. Kilisenin
cephesi mimar Maderno tarafından 1614 yılında tamamlanmış. Üstteki İsa ve havari heykelleri
uzaktan küçücük gözükse de yükseklikleri 6 metre. Orta kesimindeki balkondan Papa, dini
bayramlarda ve özel günlerde konuşma yapıyor. Kubbesi Michelangelo’nun son eseri. 1546’da
dünyanın en büyük kilisesine, dünyanın en büyük kubbesini yapmak istemiş ama 1564’te bitirimeden
ölmüş. Kubbeyi 1590 yılında meslaktaşları olan Ligorio, Vignola Della Porta ve Fontana tamamlamış.
Çapı 42,5 metre. Yüksekliği içten 132,5 , dıştan 135 metre. Bazilikaya baktığınızda sağ taraftaki
konağın üst katı tamamen Papa’ya ayrılmış. Her Pazar günü saat 12.00’de, sağdan ikinci pencereden,
meydanda toplanan halka bir vaazda bulunup onları kutsuyor. Bazilika, ücretsiz gezip, hayranlıkla
seyredebileceğiniz sayısız sanat eseriyle dolu. Michelangelo’nun 24 yaşında yaptığı Pieta heykeli,
Barok sanatının yaratıcısı Bernini’nin Baldacchino’su(Sunak’ın üstü), papaların anıt mezarları, şapeller,
her şey çok etkileyici. Bu sanatkarlar kesinlikle ilahi bir ilhama sahipmiş. Heykeldir deyip geçmeyin, o
zamanlarda bugünkü aletler yoktu. Bir mermer bloğu takozlarla mermer ocağından çıkarmak 6 ay
sürerdi. Pieta heykelini dikkatlice inceleyin. Hz. İsa’nın damarları, adaleleri, kaburga kemikleri,
Meryem Ana’nın ifadesi, kumaşın dökümü her şeyiyle mükemmel! Buraya kadar gelmişken, Vatikan
Müzelerini de gezmek lazım. Epeyce bir vaktinizi alacak ama inanın değer. Vatikan müzeleri dünyanın
en büyük sanat koleksiyonlarından birine sahip. Mısır, Asur, Etrüsk, Roma öncesi, Yunan, Roma, Erkan
Orta Çağ, 15.-19. Yüzyıl sanatı, modern ve dini sanatın çok güzel örnekleri var. Rafael Odaları ve
Michelangelo’nun fresklerini dört senede tamamladığı Sistin Şapeli ise olağanüstü. Müzenin değişik
güzergahları var, en kısası sizi direkt Sistin Şapeli’ne götürüyor. 1,5-2 saatinizi alıyor ama kesinlikle
görülmeye değer. Ayrıca 1400 odaya sahip Vatikan Müzesi’nde 500.000 el yazması kitabi barındıran
dev kütüphane de yer alıyor. www.vatican.va sitesinden ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.
İskelede sırt üstü yatıp yukarıya bakarak resim yapmak zorunda kalan Michelangelo, bir süre sonra
mektupları bile, tavanı resimlediği pozisyonda okur hale gelmişti.
kadar Papalık, Orta İtalya’ya egemenmiş. 1871’de İtalyan ordularının Roma’yı işgal edip başkent
yapması, İtalya yönetimi ile Papalık arasında çatışmalara yol açmış. Bu çatışmalar 11 Şubat 1929’da
imzalanan Laterano Anlaşması ile sona ermiş. Anlaşmada Vatikan Devleti’nin sınırları çizilmiş. Papanın
ruhani bir görevden başka bir görevi olmadığına karar verilmiş. Vatikan’ın yüzölçümü 440 bin m 2 , bir
numaralı vatandaşı Papa ve nüfusu bin kişiden ibaret. Dünyanın en küçük ülkesi olmasına rağmen
tüm kurumlarıyla bir devlet yapısına sahip ve dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Kendi bayrağı,
posta hizmetleri, radyo televizyon istasyonları, her gün yayınlanan resmi gazetesi, eczanesi ve benzin
istasyonu var. Bankacılık sistemi de olan Vatikan’ın parası, İtalya yönetimi ile yaptığı antlaşmaya göre
İtalya sınırları içinde geçerli. Ayrıca bir hukuk mahkemesiyle 110 kişilik İsviçreli askerlerden oluşan
sembolik ordusu da bulunuyor. Vatikan’ın en önemli eserleri: San Pietro(Piyer) Bazilikası, el
yazmalarından oluşan kütüphanesi, müzeleri ve Sistin Şapeli.
İsviçreli Muhafızlar(Cohors Helvetica), 1506 yılında Papa II. Julius’a hizmet etmek için 150 İsviçreli
asker Roma’ya çağrılmış. Almanların 6 Mayıs 1527’deki Roma’ya saldırısında ise 147 İsviçreli asker
ölmüş. Bu yüzden beş yüz yılı aşkın bir zamandır, Papa’nın koruma görevini sadece İsviçreliler yapıyor.
Her sene 6 Mayıs’ta yemin töreni gerçekleştiriliyor. Kavuniçi, mavi ve kırmızı özel üniformalı bu
muhafızların sayısı günümüzde 110. Muhafızlarda Katolik, bekar, temiz sicilli, en az 1,74 cm. boyunda
ve askerliğini yapmış olmak şartları aranıyor. Yaşlarının da 19-30 arasında olması gerekiyor.
Aziz Pietro(Piyer), Hz. İsa’nın 12 havarisinin en önemlisiydi. Hz. İsa dinin prensiblerini vaazlarında
açıklar ve 12 havariye bu dini yayma görevini verir. Prensipleri kısaca: ‘’Tanrı’dan başka kimseye
tapmayacaksın, Tanrının huzurunda hepimiz eşitiz, zengi ile fakir arasında, köleyle serbest insan
arasında fark yoktur ve yaşamdaki en önemli görevimiz sevmektir.’’ Bu prensipler bugün gayet
normal sayılabilir, ancak o zamanın Roma’sında imparatorlar tanrılaşmış durumdaydı. ‘’Tanrı’dan
başka kimseye tapmayacaksın.’’ demek imparatorluğun temelini sarsmak anlamına geliyordu. Hz. İsa
çarmıha gerildikten sonra havariler, dini yayma görevini yerine getirmek üzere Kudüs’ten ayrılıp
değişik değişik diyarlara dağılmış. Pietro, kardeşi Andrea, Meryem Ana ve Yahya önce Antakya’ya
ulaşmış. İlk Hıristiyan cemaati orada kurulmuş ve dünyada ilk kez Antakya’da Hz. İsa’ya inananlara
Hıristiyan adı verilmiş. Ardından Efes’e geçilmiş. Meryem Ana’yla Yahya Efes’te kalmış, Pietro’yla
Andrea ise Yunanistan’a doğru yol almış. Pietro sonunda Roma’ya ulaşmış. Dönemin İmparatoru
Neron’un bugün Bazilika’nın bulunduğu yerde hipodrumu varmış. Hipodromda at yarışları ve
müsabakalar yapılır ve bunların ardından Hıristiyanlar aynı İsa gibi çarmıha gerilerek öldürülürmüş. 64
ve 67 yılında Pietro da çarmıha gerilmiş ancak ‘’İsa gibi ölmeye layık değilim!’’ deyince baş aşağı
çevrilip öyle öldürülmüş. Hıristiyanların ruhani babası sayıldığından, onun önemini bilenler, yakın bir
mezarlığa gömmüşler ve üzerine zamanla bir anıt mezar yapılmış. Hz. İsa, Pietro’ya ‘’Senin adın
Pietro(taş), yattığın taş dinimin merkezi olacaktır…’’ demiş. O günden beri dünyanın her tarafından
Roma’ya gelen Hıristiyanlar Pietro’nun mezarını ziyaret ediyor.
Hıristayanlığı 313 yılında Milano Fermanı ile serbest din ilan eden ilk imparator Konstantin olmuş. Hz.
İsa’nın Pietro’ya ‘’Yattığın taş dinimin merkezi olacaktır.’’ dediğini İncil’den bildiğinden ilk bazilikayı
324 yılında Pietro’nun mezarının bulunduğu yere inşa ettirmiş. Yüzyıllar boyunca istila, savaş, yangın,
salgın ve deprem derken bazilika, 15. Yüzyılda yıkılmak üzereymiş. 1506 yılında Papa II. Giulio
bazilikayı yeniden yaptırmaya karar vermiş. Bramenta, Rafael, Michelangelo, Bernini, Maderno, Della
Porta, Fontana, Ligorio ve Vignola gibi dönemin en ünlü sanatkarlarını iş başına çağırmış. Kilisenin
yapımı tam 120 yıl sürmüş. Gian Lorenza Bernini’nin 1656-1667 yılları arasında yaptığı son ama en
önemli projesi olan meydan, bazilikanın önüne sonradan eklenmiş. Dört sıra halinde dizilmiş, 284
sütunun elips şeklinde yerleştirilmesi, kilisenin insanlığa açtığı kucağı simgeliyor. Tapedeki 140 heykel
o zamana kadar yaşamış papaların ve azizlerin heykelleri. Ortadaki dikilitaş M.S. 37 yılında
Eliopolis’ten Roma’ya getirilmiş ve buruda bulunan hipodrumun ortasına konmuş. Solunda ve
sağındaki çeşmeler 16. Yüzyılın stiliyle mimar Maderno ve Fontana tarafından yapılmış. Kilisenin
cephesi mimar Maderno tarafından 1614 yılında tamamlanmış. Üstteki İsa ve havari heykelleri
uzaktan küçücük gözükse de yükseklikleri 6 metre. Orta kesimindeki balkondan Papa, dini
bayramlarda ve özel günlerde konuşma yapıyor. Kubbesi Michelangelo’nun son eseri. 1546’da
dünyanın en büyük kilisesine, dünyanın en büyük kubbesini yapmak istemiş ama 1564’te bitirimeden
ölmüş. Kubbeyi 1590 yılında meslaktaşları olan Ligorio, Vignola Della Porta ve Fontana tamamlamış.
Çapı 42,5 metre. Yüksekliği içten 132,5 , dıştan 135 metre. Bazilikaya baktığınızda sağ taraftaki
konağın üst katı tamamen Papa’ya ayrılmış. Her Pazar günü saat 12.00’de, sağdan ikinci pencereden,
meydanda toplanan halka bir vaazda bulunup onları kutsuyor. Bazilika, ücretsiz gezip, hayranlıkla
seyredebileceğiniz sayısız sanat eseriyle dolu. Michelangelo’nun 24 yaşında yaptığı Pieta heykeli,
Barok sanatının yaratıcısı Bernini’nin Baldacchino’su(Sunak’ın üstü), papaların anıt mezarları, şapeller,
her şey çok etkileyici. Bu sanatkarlar kesinlikle ilahi bir ilhama sahipmiş. Heykeldir deyip geçmeyin, o
zamanlarda bugünkü aletler yoktu. Bir mermer bloğu takozlarla mermer ocağından çıkarmak 6 ay
sürerdi. Pieta heykelini dikkatlice inceleyin. Hz. İsa’nın damarları, adaleleri, kaburga kemikleri,
Meryem Ana’nın ifadesi, kumaşın dökümü her şeyiyle mükemmel! Buraya kadar gelmişken, Vatikan
Müzelerini de gezmek lazım. Epeyce bir vaktinizi alacak ama inanın değer. Vatikan müzeleri dünyanın
en büyük sanat koleksiyonlarından birine sahip. Mısır, Asur, Etrüsk, Roma öncesi, Yunan, Roma, Erkan
Orta Çağ, 15.-19. Yüzyıl sanatı, modern ve dini sanatın çok güzel örnekleri var. Rafael Odaları ve
Michelangelo’nun fresklerini dört senede tamamladığı Sistin Şapeli ise olağanüstü. Müzenin değişik
güzergahları var, en kısası sizi direkt Sistin Şapeli’ne götürüyor. 1,5-2 saatinizi alıyor ama kesinlikle
görülmeye değer. Ayrıca 1400 odaya sahip Vatikan Müzesi’nde 500.000 el yazması kitabi barındıran
dev kütüphane de yer alıyor. www.vatican.va sitesinden ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.
İskelede sırt üstü yatıp yukarıya bakarak resim yapmak zorunda kalan Michelangelo, bir süre sonra
mektupları bile, tavanı resimlediği pozisyonda okur hale gelmişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder